28 Mayıs 2010 Cuma
Kırmızı Saplı Bavul I
Başlamadan biten bir hikaye bizimkisi...Gözlerim gözlerine değdi ama elim elini tanımadı hiç. Girizgah bölümünde tıkandı kaldı yazarımız. Kalem yazmadı, hayat yaşanmadı. Ve ben, alıp yaşanmamışlıkları, kırmızı saplı küçük bavuluma doldurdum. Bir roman kahramanıyım ne de olsa, bavulumun sapı istediğim renk olabilir. Özel bir sebep istersen tabi ki var. -Her şeyin bir sebebi vardır değil mi? Senin beni sevmemenin sebebi ne peki?- Kırmızı giyindiğin, kırmızı parladığın, belki de biraz kırmızı koktuğun için...
26 Mayıs 2010 Çarşamba
25 Mayıs 2010 Salı
23 Mayıs 2010 Pazar
Git-me-k
Gidenler dönmedi
ya büyük savaşlara gittiler
dönemediler
ya da güzel maceralara
dönmediler
denizler rüzgarlar
hayatlar
hayaller
girdi aramıza...
Gidenler
sevdiler ki oraları
oralarda olmayı
istemediler dönmeyi
belki de gerçekten güzel yerlerdi
biz bilemedik
biz gidemedik
gidemediğimizden sevemedik.
ya büyük savaşlara gittiler
dönemediler
ya da güzel maceralara
dönmediler
denizler rüzgarlar
hayatlar
hayaller
girdi aramıza...
Gidenler
sevdiler ki oraları
oralarda olmayı
istemediler dönmeyi
belki de gerçekten güzel yerlerdi
biz bilemedik
biz gidemedik
gidemediğimizden sevemedik.
21 Mayıs 2010 Cuma
18 Mayıs 2010 Salı
İnsan denen...
varlık, birbirinin aynı olmasına rağmen, neden biri diğerini ezmeye çalışır?
Ormanın kuralı bu mudur? Ya öl ya öldür? Diğerini ötekileştirdiğinde mi can bulur insan?
Hepimizin umutları, gözyaşları, mutlulukları yok mudur? Becerileri, iyilikleri, kötülükleri, zaafları...
Kendimizin, başkarından farklı olmadığını kabul etmemizi sağlayan, alçakgönüllülük vasfını, ne zaman yitirmişiz?
Neden yaşayamamışız "Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine?"
Ormanın kuralı bu mudur? Ya öl ya öldür? Diğerini ötekileştirdiğinde mi can bulur insan?
Hepimizin umutları, gözyaşları, mutlulukları yok mudur? Becerileri, iyilikleri, kötülükleri, zaafları...
Kendimizin, başkarından farklı olmadığını kabul etmemizi sağlayan, alçakgönüllülük vasfını, ne zaman yitirmişiz?
Neden yaşayamamışız "Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine?"
S.S
Dokunup yok etmek istiyorum acını. Her nedense, her kimden ödünçse, tutup çıkarmak istiyorum içinden. İzin vermiyorsun. Attığım adım havada, elim omzuna uzak kalıyor. Gözlerin gülüyor ama gri bir sis bulutunun ardından bakıyorlar bana. Korkuyorum. Bilmediklerimden korkuyorum. Hayaller kuruyorum, düşlüyorum. Sonra elimin tersiyle itiyorum bütün düşleri. Korkuyorum. Boş hayallerden korkuyorum. Acın, bana da acı veriyor. Senin acın, beni öldürüyor. Acın, acıma dönüşüyor, ölüyor ve seni seviyorum.
17 Mayıs 2010 Pazartesi
Düş
Düşlerimde ay hilal şeklindeyken ucuna oturmak var,
oturup ayaklarımı sallandırmak.
Bir yıldıza salıncak kurup, "Kim daha hızlı sallanacak?" yarışı yapmak çocukluğumuzdaki gibi...
Ya da bir bulutun üzerine ata biner gibi oturup dünyayı dolaşmak.
Bir de sen varsın düşlerimde.
Düşlerimde seninle düşler var...
oturup ayaklarımı sallandırmak.
Bir yıldıza salıncak kurup, "Kim daha hızlı sallanacak?" yarışı yapmak çocukluğumuzdaki gibi...
Ya da bir bulutun üzerine ata biner gibi oturup dünyayı dolaşmak.
Bir de sen varsın düşlerimde.
Düşlerimde seninle düşler var...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)